Bu site teknik, analitik ve üçüncü taraf çerezleri kullanır.
Göz atmaya devam ederek çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz.

Preferences cookies

Niçin Primo Levi’ye inanıyoruz? Milano Bicocca Üniversitesi’nden Mario Barenghi’nin konferansı.

İtalyan Kültür Merkezi, dört bölümden oluşan konferans serisiyle 100. yaşında Levi’yi anıyor.

Bu sene, yirminci yüzyılın en etkin yazar ve entelektüellerinden ve Holokost’un en açık tanıklarından biri olarak kabul edilen yazar ve kimyager Primo Levi’nin doğumunun yüzüncü yılı. İtalyan Kültür Merkezi, Torino’da bulunan Primo Levi Merkezi ile yakın işbirliği içinde düzenlenen dört bölümden oluşan konferans serisiyle Levi’yi anıyor. Konferanslardan ilki Mario Barenghi tarafından verilecek.

Bu konferansın başlığı Niçin Primo Levi’ye inanıyoruz? Başlıkta yer alan soru işareti sıradan bir aksesuar değil. Primo Levi’ye, yazmış olduğu metinlere, kitaplarına soracağımız soru buydu. Gerçek bir soruydu retorik değil.

“Gerçek olaylardan hiçbirinin uydurulmadığı konusunda bir şeyler eklemek bana gereksiz geliyor”. Böylece Primo Levi, Bunlar da mı insan adlı eserinin önsözünü bu cümleyle bitiriyordu. Ayrdıca tüm dünyadaki okuyucuların Auschwitz’in “kötü haberine” inanmış oluklarına ve halen inanmakta olduklarınu belirtmek gerçekten gereksizdi. Ancak bu konu her okuyucunun Primo Levi’nin anlatı sesiyle bu konuyu nasıl ortaya koyduğunu konusu nasıl gerçekleşti ve nasıl işliyor? Bizi bu hikayeyle büyüleyen şey nedir ve neden? Levi’nin tanık ve yazar olarak yetkisi nasıl şekilleniyor?

Primo Levi’nin edebi çalışmalarının Nazi soykırımı üzerindeki mutlak öneminin rolü birçok faktöre bağlıdır. İlk olarak, tarzındaki kontrollu sukunet: ilk okumada bile, Levi’nin kendisini duygulara bırakmadığı son derece açıktır, vurgudan ve retorik etkilerden kaçınır. Olaya biraz daha detaylı bakıldığında, bu duruşun erken ve akut farkındalığa bağlı olduğu açıktır: Lager’ın deneyimine şahitlik etmek oldukça zor bir iştir, çünkü mantığa meydan okuyan ve duyarlılığa zarar veren olayların duyulmamasını gerektirir. Ayrıca, söylenemeyenleri söylemek, ciddi bir gayret gerektirir: yaşanmış olan gerçekler, yalnızca açıklandıklarında veya en azından bir anlam arayışına girdiklerinde gerçekten deneyim kazanırlar. Final karakteri, Levi’nin ifadesini tekil olarak kıymetli ve akılda kalıcı kılmak için devreye girer. Bunlar da mı insan hapis ve kurtuluş hikayesi anlatıyor, ancak Auschwitz’in sonuna rahatlama değil, meydana gelen suçun büyüklüğünün yarattığı bir sarsıntı sözkonusu ve ayrıca hayatta kalmayı başarabilenler ve diğerleri için de yansıtma, anlama, hafıza çabası.

Mario Barenghi, Milano Bicocca Üniversitesi’nde çağdaş İtalyan edebiyatı dersleri vermektedir. “Meridiani” Mondadori adına Calvini denemeleri ve ve (Claudio Milanini ve Bruno Falcetto ile birlikte) üç ciltlik Romanzi e racconti adlı eserlerin küratörlüğünü yaptı. Calvini’ye Mulino tarafından yayınlanan iki monografiyi de ithaf etti. 2013 senesinde Einaudi yayınlarından çıkan 8 Kasım 2012’de Torino’da Matematik, Fizik ve Doğa Bilimleri Fakültesinde verilen Primo Levi konferansının akabinde Perchè crediamo a Primo Levi? adlı eseri yayınladı.

Konferans İtalyanca olup Türkçe simultane tercüme bulunmaktadır.



  • Birlikte: Centro Primo Levi di Torino