Bruno Corà ve Beral Madra’nın katılımyla
Yakından Görünen
Jannis Kounellis Yunanistan doğumlu, İtalyan vatandaşı, Yoksul sanat’ın ustası, Roma’ya ilk kez 1956 yılında gelir. Kounellis, dünya çağdaş sanatının en büyük ustalarından biridir. New York Guggenheim ve Londra Tate Modern’de eserleri bulunmaktadır. Eserleri metal levhalar, jüt çuvallar, siyah lav taşlarıyle gerçekleştirilmiş, arkaik büyüye sahip modern eserler, her zaman kolayca tanınan orijinal bir şiirselliğin gerçek markası: sert ve göz kamaştırıcı bir dil, demir, kömür, ahşap, oksihidrojen alevler, kahve, yün, ateş, gaz lambaları, demir raflar, branda ile gerçekleştirilmiş deneysel ve malzemesel bir sanat. Malzemelerin seçimi tesadüfi yada mantıksızca değil, garip değil, ne de düşsel bir sıradışılık. Sürrealizmde olduğu gibi, bilinç dışı değerler yok, ama tam tersine gerçek bir kompozisyon hevesi var. Nesneler, doğru ve gerçek “maddenin şiirselliğinde” uyandırıcı bir kontrast etki yaratmak üzere bir araya getiriliyorlar. En sevdiği sanatçılar, Caravaggio, Burri, Fontana, Manzoni ve Pollack, 1958’de Ulusal Modern Sanat Galerisi’ndeki sergi kendi jenerasyonu için, olağanüstü bir olaydı, şövaleden inen bir tabloya ve büyük mekanlara bakmak için bir davetti. Dar anlamıyla asla “tablolar” yapmasa da, her ne kadar gerçeğin nesneciliğini ve kişisel bir işaret dilini takip stese de, Kounellis kendini, ressam olarak niteliyor: « Çünkü – der – resim görüntülerden oluşmuş bir yapıdır.. eğer yenilikçiyse hayl etmek için freni yoktur». Devrimlerden bahsederken şu önemli taihi görmezden gelemeyiz: 14 Ocak 1969 tarihinde, Roma’da Beccaria caddesindeki Galeri L’Attico’da Kounellis 14 canlı at sergiledi. Böylesine kökten ve yenilikçi bir hareket, onu sanat tarihi kitaplarına geçirdi. Simultane çeviri İtalyanca/Türkçe