Pier Paolo filmi
Pier Paolo Pasolini: 40. Yıldönümü
Film, Pasolini’nin Afrika’ya olan aşkının
yanı sıra memleketi Friuli ve Roma’nın civarındaki köylerde boşuna aradığı köy
hayatının sahiciliği ile devrimci gücü burada bulma umudunu irdeliyor. Bu
yıpranmış ve sonsuz sınırları olan, şairin kendi sözleriyle, ilk filmi Dilenci’de tasvir ettiği varoşların
aynısında doğmuş bir Afrika’ydı. Kehanet buradan yola çıkıyor: Bir zamanlar
Roma’nın lümpen proletaryasının yaşadığı yerler bugün Avrupa Birliği’nin
dışından gelen binlerce mülteci ile dolu. Kral
Oedipus, Afrikalı Orestiade için
notlar ve Paris’te Matta’ya göre
İncil üzerine Jean-Paul Sartre ile yaptığı sohbet, şairin Afrika sevgisini
kanıtlıyor. Ancak hepsinden önemlisi Öfke’de,
Afrika’yı taşıdığı tüm adaletsizlik izleri ve umut ışıklarıyla beraber
resmediyordu. Yine de hayal kırıklığı kaçınılmazdı: Afrika, giderilmesi
imkansız karşıtlıklarla dolu bir kutu gibiydi ve içinden yozlaşma,
diktatörlükler, geçmişten ve günümüzden katliamlar patlak veriyordu. Vahşet
dolu katliamların siyah beyaz görüntüleri, Pasolini’nin temiz ve sade
görüntüleriyle zıtlık yaratıyordu. Pasolini’nin gözlemlerinin kehanete benzer
niteliği bugün bizleri hala rahatsız ediyor, özellikle de -gerçekleşmeye
başlamasından otuz yıl önce- Afrikalıların köhne teknelerle toplu göçü ve
İtalya’yı “fethedişini” tarif ederken. Ancak kahinin kaderinde, Dilenci’de
olduğu gibi, erken ölüm varmış; filmin başlangıcı ve trajik sonu da buna ithaf
edilmiş.